• BIST 100
    115.140.23
  • USD
    32,45
  • EURO
    34,76
  • GRAM ALTIN
    2407,26
  • ÇEYREK ALTIN
    3960,69
  • BITCOIN
    1878963,30

MANEVİ DÜNYAMIZ

Abdullah Şabanoğlu
MANEVİ DÜNYAMIZ
03 Şubat 2022-15:01

 

A-REGAİB NE DEMEK?

1-Sözlükte “kendisine rağbet edilen şey, bol ve değerli bağış” anlamındadır.  “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel”, “müstehap, nâfile ibadet” mânalarında kullanılmaktadır.

2-Çok fazla çeşitli faziletleri olan gece,

3-Çok saygı ve sevgi duyulması, hürmet edilmesi gereken bir gece demektir.

4-Çok önem ve değer verilmesi ve kıymeti bilinip değerlendirilmesi gereken bir gecedir.

5-Çok faziletleri olan ve ihya edenleride çok faziletlendiren bir gece demektir.

6-Kulun özellikle ebedi hayatını ihya edecek seviyede pahalı manevi hediyeleri olan bir grcedir.

7-Değerlendirmeyenlerin çok fazla pişmanlık duyacakları bir gece demektir.

8-Allah ve Rasulüne ve islami hükümlere rağbetimizi en yüksek seviyeye çıkarmamızın start gecesidir.

9-Hicrî takvime göre yedinci ay olan recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan gecenin ismidir.

10-Regaip gecesi recebin ilk cumasına bağlanan gece olması hasebiyle hemi mübarek Regaip ve hemdemübarek cumanın ikisininde feyzinin birleştiği bir gecedir.

11-Bu geceye Regaip isminide bu kadar çok feyzinden dolayı melekler verdi.

b-Dinimizde mevcut olup Allahın günahkarları af ettiği  umumi af gecelerinden birdir.

12-Bu gecede ihya edecek insanlar için allahın kullarına ikramıda diğer gecelerdeki yüzlerce ikramın iki misli daha fazladır.

13-Allahımız Recep ayında ve Regaip gecesinde peygamberimizde Allahın çok özel fiili ikramlarına mazhar olmuştur.

b-Yaptığı duaları yüzlerce misli fazlasıyla kabul edilip kendisine ihsan edilmiştir.

14-Bizim içinde, ilahi lütufların çağlayan ırmaklar gibi üzereimize gönderileceği üç aylık bir mevsimin başlangıç gecesidir.

15-Ayrıca Reğâib Kandili, bazı âlimlerce  Peygamberimizin annesi Âmine Hatun’un Peygamberimiz’e hamile olduğunu farkettiği, hamilelik belirtilerini tesbit ettiği gecedir.

16-Regaib gecesiyle ilgili özel ibadet ve kutlamalar IV.H. yüzyılda ortaya çıkmış olup bu gecenin ilk defa kandil olarak kutlanmasına Kudüs’te 448.H. (1056m), Bağdat’ta 480 (1087) yılında başlanmıştır.

17- Recep ayının 27. gecesindeki hafızaları durduran Mi’rac’ı, geçeside receb ayı içinde gerçekleşmiştir.

a-"Doğrusu, ayların sayısı Allah yanında on iki aydır,

b-gökleri, yeri halkettiği günkü Allah yazısında; bunlardan dördü haram olanlardır,

c-bu işte en pâydâr, en doğru dindir,

d-onun için bunlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin de

e-müşrikler size kâffetenharbettikleri gibi siz de onlara kâffetenharbedin ve

f-bilin ki Allah korunanlarla beraberdir."  (Tevbe; 36)

2-Ayette geçen dört tane haram ayların isimlrini Peygamberimiz şöyle bildirdi.

a-Zilkaadeb-Zilhicce 

c-Muharemd-Recep aylarıdır.

3-Bu dört ayda işlennen sevaplara ve güzel amellere verilen sevaplar diğer aylara göre yüzlerce hatta bin defa bile fazladır.

4-Bu dört ayda kötülük ve günahları işleyenlere diğer ayalara göre yüzlerce misli daha fazla günah ve cezalar verilir.

5-Aslında suç  her zaman ve her yerde  suçtur ve cezayı gerektirir.

b-Buda bir suça bir ceza verilir ve bir sevaba en az on misli mükafat verilir. Ama Kabenin yanında işlenen günahın cezası çok fazladır ve iki rekatlık namazın mükafatı ise yüz bin mislidir.

c-Bu dört ayda işlenen günahlarında cezası böyle fazladır ama mükafatıda bin misli kadar fazladır.

6-Bu nedenlede bu dört ayda günah işleyerek kendimizi cezaya çarptırtmamamız için Allah bizi Şu ifadelerle ikaz ediyor. “onun için bunlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin” diyor.

7-Allah Maide suresindede bu konuda tekrar müminieri ve insanları  şöylece ikaz ediyor.

a-"Ey o  iman edenler! ne Allah’ın şeâirine, ne şehri harâma,  (haram aylara)karşı beslediğiniz kin sakın sizi tecavüze sevk etmesin,

b-birr-ü takvâ üzere yardımlaşın, günah-ü taaddi üzere yardımlaşmayın, Allah’dan korkun çünkü Allah’ın ıkabı çok şiddetlidir."  (Mâide; 2)

8-Peygamberimiz de hadis kitaplarında sahih olarak zikredilen şu duasıyla

b-” Ey allahım Recep ve Şabanı bize Mübarek kıl ve biz Ramazana da ulaştır” diye recebin başlangıcından itibaren dua ederdi.

c-Bu duasına ŞABANI da katmıştır.(Ramuzal-Hadis. Shf.532/10)

8b-İslam dini gelince Recep ayına olan hürmet ve tazim ilahi takdir ve hikmet gereğince Regaib ve Mi’rac gibi tecellilerle şereflendirilerek muhafaza edilmiş ve devam ettirilmiştir.

b-On iki aydan biri olan Recep’in ilk Cuma gecesine ilahi ihsan ve atiyeler manalarına gelen Regaib adı verilmiştir.

9-Ayette bildirilen dört haram ayın hürmetine islamdanöncade müşrik ve putçu araplar bile çok üst seviyede hürmet etmişler ve bu dört ayada asla suç işlememeişlerdir.

10-Cahiliyye döneminde de Recep ayı girdimi o vahşi putçu araplardabütün oklarını ve silahlarını bir torbaya yerleştirirler, kılıçlarını kınlarına sokarlardı.

b-Toplumda geçici dört aylık umumi bir barış yapılmış olur yıllardır süren kan davaları filan rafa kaldırılrırdı.

c-En kanlı düşmanlıklar bile geçici olarak tehir edilirdi. Toplumda bir anda

d-her yerde ve her şeyde barış, güven ve emniyet tesisis edilmiş olurdu.

e-Hatta o kadarki kişi babasının ve evladının katiline bile kötülük yapmazdı ve barışırdı. Hasmından intikam almayı düşünmezdi.

 11- Bu dört aya ve islamın gelişiyle Peygamberimizin ilavesi olan şaban ayı ve birde on iki ayı sultanaıolan  RAMAZAN da ilave edilerek hürmetin mecburi olduğu ayların sayısı altıya çıkarılmış oldu.

12-Asrımız ve Günümüz Dünyasında bu mübarek aylara değil kafirler, maalesef özellikle araplarda başta olmak üzere müslümanlar bile riayet etmiyorlar. Aynen Yemende, suriyede, Irakta, Libyada, Sudanda, Nijeryada, İranda Suudi Arabistanda, Afkanistanda, Lübnanda, Mısırda v.b yerlerde olduğu gibi.

b-Hemde Ramazanda bayramda bile riayet etmiyorlar. Elbettekibu  yasakalar uymayanlar tabiiki en ağır cezaları hak ediyorlar.

C-Regaip Gecesinin Faziletiyle İlgili Peygamberimizin Hadislerinde şöyle bahsedilmektedir.

1-Peygamber Efendimiz ‘Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Recebin ilk (Cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan gece, cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir.’

b-Bu sebeple Müslümanlar bu geceyi hep ihya etmişlerdir. Rivayetlerden anlaşıldığına göre Resul-i Ekrem (sav)’in recep ayına ayrı bir değer verdiği kesindir.

2-Reğaib Gecesinin fazileti hakkında Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Siz Recep ayının ilk Cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz.

b-O, öyle bir gecedir ki; Melekler o geceyi: Regaib, diye anlatırlar. Şöyle ki: O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek var ise hemen hepsi, Kabe ve civarında toplanır.

c-Allahu Teala onların haline mutalli olur ve şöyle buyurur: Ey meleklerim, ne dileğiniz var ise benden dileyin. Şöyle derler: Rabbimiz, senden dileğimiz odur ki; Recep ayında oruç tutanları bağışlayasın. Onların bu dileği üzerine Allahu Teala şöyle buyurur: Bu dileğinizi yerine getirdim.”

  3-Peygamberimiz (a.s.m)’ınRamazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevapları var.

 

4-Arifler ve din âlimleri kitaplarında yazmışlar ki,

b-bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tövbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır.

b-Şaban bakım ayıdır. C-Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır.

d-Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.

D-Recep Ayı ve Regaipde Gecesinde Yapılması Sünnet Olan İbadetler

1-Onun için, "Receb ayı tövbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek.

b-Bir Hadiste Peygamberimiz “Tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir” buyrmuştur.

2-Şaban ayı ibadetlere devam etme ayıdır.

B-Ramazan da mükâfatlarını alma ayıdır. Böyle çeşitli kelimelerle bu ayların birbirleriyle irtibatlı olduğu beyan edilmiştir.

3-Sevgili Peygamberimiz (asm),

1-Regaib Gecesi'nin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder,

2-namaz kılar, oruç tutar,

3-iyiliklerin her çeşidini yapar,

4-sadaka vermeye özen gösterirdi.

5-Resulullah'ın (asm) Receb'in ilk perşembe gününü oruçla geçirdiği ve cuma gecesinde,

6-bu kandil gecesine mahsus olmak üzere on iki rekât namaz kıldığı rivayet edilir.

7-Regâib gecelerinde dua etmek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.

4-Bu geceyi fırsat bilerek gönlümüzü kasvetle boğan duygu ve düşünceleri kalplerimizden atalım. B-Nefsin kötü arzularını frenleyip, huzur-u kalple ibadetin lezzetini almaya, o hal üzere Rabb'imize yönelmeye çalışalım.

c-Gıybet, haset, riya, ucb, kin, nefret ve kanaatsizlik gibi kötü duygulardan temizlenelim.

5-Regaib Gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı!

b-Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder.

c-Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak faziletlidir.

6 ″Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Cuma gecesi, Regaib gecesi, Berat gecesi, Ramazan bayramı gecesi ve Kurban bayramı gecesi.″ (Beyhakî, Şu’ab’ul-Îman, Hadis No: 3558)

7-"Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

8-Hz. Aişe( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü hadis-i şerifte, 

b-“Ameller Allah Teâlâ'ya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizi, Savm,44; Nesai, Sıyam, 36, 70; İbnMace, Sıyam, 42)

 9-Mübarek gün ve gecelerin bizler için en önemli yönlerinden biri, kendimizi İslamî yönden ciddi bir muhasebeye tâbi tutmak,

b-günahlarımızı ve sevaplarımızı göz önüne alarak hayatımıza yeniden çeki-düzen vermek imkânını bizlere bahşetmesidir.

c-Böyle gecelerde Allah’ın günahları daha çok affedeceğini düşünerek tövbe-istiğfar etmeli, elden geldiğince

d-Allah’a daha yakın olabilmenin yolları aranmalıdır. Böyle zamanlar fırsat bilinmeli ve Müslümanlarca birer sıçrama tahtası gibi değerlendirilerek daha ileriye, daha iyiye ve daha güzele yönelmeye gayret edilmelidir.

10-Asırlardan beri bütün Müslümanlar Regaib gecesinin ihya etmişler ve böylece Recep ayına kavuşmanın,

b-üç aylar denilen feyizli bir hasat mevsimine erişmenin manevi hazzını bu geceden itibaren duymaya ve tatmaya başlamışlardır.

c-Müslümanlar adeta kıştan yaza, ekim mevsiminden biçim mevsimine çıkmanın sevinci içine girmişlerdir.

d-Mi’rac’a, Berat’a, Ramazan’a, Kadir’e ve bayramlara hakkıyla kavuşmak isteyenler, Allah yolunda haz ve nasiplerini Regaib gecesinden itibaren arttırmışlar, mübarek gün ve gecelerin verdiği uyanıklık ile imanlarında kuvvet, ahlaklarında fazilet kazanarak kemale ermişlerdir

  11- Recep kelimesi üç harftir. Bunlardan R harfi, Allah’ın geniş ve yaygın rahmetine; C harfi, kulun günahına (cürmüne); B harfi de, Allah’ın sayısız derecede iyiliklerine işarettir. Sanki Allah şöyle buyuruyor: “Ey kulum, ben senin günah ve kötülüklerini rahmet ve iyiliğim arasına aldım. İşte o yüzden Recep ayında oruç tuttuğun takdirde, onun hürmetine sizin de günah ve kötülüklerinizden bir eser kalmaz.”

12-O halde, gelin bu geceyi değerlendirelim. İbadet ve tatta bulunalım.

b-Geçmişteki günahlarımızı gözlerimizin önüne getirerek nedamet duyalım, tövbe ve istiğfar ederek Allah’tan af ve mağfiret temennisinde bulunalım. C-Bilelim ki bu geceyi ihya edenler, Recep ayının fazilet ve bereketine inananlar, Allah’ın rahmet ve mağfiretine nail olurlar. Bu ayda bol bol oruç tutalım.

14-Regaib gecesine dair Hz Peygamber (SAV) tarafından tayin ve tavsiye edilmiş hususi bir ibadet şekli yoktur.

B-Bu geceyi mübarek bir gece olarak kabul etmek, istiğfar edip kaza ve nafile namazları kılmak, herhangi bir hayır yapmak, elbette affa bir vesile sayılacaktır. Mümkün olduğu kadar kaza ve nafile namazlar kılmak evladır. Çünkü kaza namazı kılmakla hem geceyi ihya etmiş hem de namaz borcumuzdan kurtulmuş oluruz.

16-Her kandil gibi bir arınma, aklanma, paklanma, yunup yıkanma fırsatı.

b- İbadet, dua ve istiğfar zamanı. Ahirete yatırım vakti. Müminler için bir fuar, bir panayır, bir çarşı; her türlü sevap ticaretinin yapıldığı bir pazar yeri. Bir kalemin ifadesiyle:

c-“Ölmüş ve çatlamış olan bir toprak için su ne ise, ölmüş ve çatlak kalpler için de bu gecenin ehemmiyeti odur.”

E-Müslümanların Allaha Rağbeti Nasıl Olmalıdır?

1-Allah teala Kuranda bir çok ayette kulun en büyük rağbetinin Kendisine Yapılmasını emrediyor. İnşirah suresinin 7. ayetinde”

a-"O halde bir görevi bir ibadeti bitirip boş kaldığın zaman tekraren Allaha yönel ve ona çook önem ve değer ver.

b-Bir zorluktan bir kolaylığa geçtiğin zaman derhal Allaha hamd et ve rehavete kapılma.

c-Biraz dinlendikten sonra iş ve ibadet  bitti diye kendini rahata kaptırma yine zahmetli,ibadet, cihat, güzel amel yolunu seç ve bir yenisine başla.

d- Farz bittiyse nafileye başla. Namaz bittiyse duaya ve zikirebaşla  (İnşirâh; 7)

a-"Ve ancak Rabb’ine rağbet et, hep ona doğrul ve yönel,

b-Her umarsan ondan iste,

c-bütün çalışmalarında hedefin onun rızası olsun,

d-daima Allahın rızasını kazanmak için rabbine yönel ve hedfinallaha itaat ve kulluk edip rızasını kazanmak  olsun,

e-daima Allahın kanunlarına rağbet et ve rağbetin seni allaha beğendirip sevdirecek amellere olsun" (İnşirâh; 8)

3-Allahımız önce kendine Rağbetimizi Bize Emrediyor:

"Ve koşuşun Rabbiniz’den bir mağfirete ve bir cennete ki eni Semavat-ü arz genişliğidir, müttekîler için hazırlanmıştır."  (Âl-i İmrân; 133)

4-En yakınımız Olan Allaha Rağbetle Dua ve Zikir Etmeliyiz. "Ve şayed kullarım sana benden sual ettilerse muhakkak ki ben çok yakınımdır, bana dua edince duacının duasına icabet ederim o halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkile iman etsinler ki rüşd ile gidebilsinler."  (Bakara; 186)

"Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azâb gelmeden evvel tevbe ile Rabb’inize dehalet edin ve ona halîsmüsüimanlık yapın, sonra kurtulamazsınız."  (Zümer; 54)

"Ey o iman edenler! Allah’a öyle tevbe edin ki nasuh (gayet ciddî, müessir, öğütcü) bir tevbe olsun, gerek ki Rabb’iniz sizden kabahatlerinizi keffaretle örter de sizleri altından ırmaklar akar cenetlerekoyar,(Tahrîm; 8)

7-Büyük velilerden Sehl b. Abdullah Tüstürî der ki: “Allah sevgisinin alameti,1- Kur’an’ı sevmek,2- Kur’an’ı sevmenin alameti,3-Hz Peygamber (SAV)’i sevmek, 4-Hz Peygamber (SAV)’i sevmenin alameti sünnetini sevmek,

5-Sünnet sevgisinin alameti ahireti sevmek ve dünya sevgisini kalbe sokmamak.

6-Bunun alameti ise, ebedi hayata hazırlanmaktır.

F-Rağbetimiz Allahın Dinine Yani İslama Olmalıdır.

1-Dinimiz bizlerin dünyada ve ahirette ebedi mutluluğumuz için gönderilmişdir.

2-Dinimiz bizi bütün inançsızlıklardan, Ahlaksızlıklardan, Adaletsizliklerden, Yoksulluklardan,Yolsuzluklardan, Zalimliklerden, Cahilliklerden,  Vahşiliklerden, Medeniyetsizliklerden ve maddi ve manevi buhranlardan, Kaoslardan, Kırizlerden Toplumsal Felaketlerden kurtarabilecek tek nizam ve sistem yalnızca İSLAM DİNİdir

2-İslam Dininin İnsanlığa ve Müslümanlara Getireceği Nimetler sınırsızdır.

b-İslam ahlakıyla ve şuuruyla yetişen ve islam kanun ve kurallarına göre yönetilen toplumlarda asla hiçbir huzursuzluk ve problem geçmişte olmamıştır olmazda daima huzur, emniyet, refah ve sonsuz mutluluklar hakim olur.

c-Bunun kefili Allahımızdır.

3-İslam ahlak ve kanunlarıyla yönetilen Osmanlı devletinin ve halkının mutluluğunu ve saadetini yakından gören hırıstiyanlar.

b-  Bizans halkı kendi devletlerindeki islam düşmanı yönetimin zulmünden dolayı fatihe haberler salarak gelip istanbuludafeth edip dinsiz ve zalim yönetimi yıkıp o zalim yönetiminde yaşayan mazlum Bizans halkınıdaislamın nimetlerine ve huzura, saadete kavuşturması için çok yalvarmışlardır.

4-İnsanlık  altın çağlarını hep islamaın kanun-kural ve ahlakı kurallarını uygulayarak yaşamıştır.

B-Çağımız islamsızlık, imansızlık ve islam ahlakından mahrumiyetin yüzünden buhranlar içindedir. ÇARESİDE SADECE İSLAMDADIR. Bu nedenlerlede insanlık mutlaka Allaha, İslama, Kurana ve Sünnete RAĞBET ETMEK ZORUNDADIR.

5-Bu nedenledeAllahımızda Kuranda şöyle buyurur:

"Doğrusu Allah indinde din, İslâm’dır; o kitap verilenlerin ihtilâf etmeleri ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki bağıyden, ihtirastandır, her kim de Allah’ın âyetlerine küfrederse şüphe yok ki Allah çabık hesaplıdır."  (Âl-i İmrân; 19)

6-İslama Rağbet Etmeyenlerin Rağbet Ettikleri Başka Din Mensuplarının Akıbeti Hüsrandır.

"Her kim de İslâm’ın gayrı bir din ararsa artık ondan ihtimali yok kabul olunmaz ve Ahiret’te o hüsran çekenlerden olur."  (Âl-i İmrân; 85)

a-Dünyadki 240 civarındaki devletlerden bir tanesinde bile gerçek islam ahlak ve kanunları kurtarıcı bir reçete olarak uygulanmamaktadır. Suudi ve İran devletleri gibi yönetim biçimlerinin İslam olduğunu iddia edenlerde baştadır.

b-Dünya insanlığının % doksanı islamıkurtarıcı reçete olarak görmedikleri için kafasını taştan taşa vurarak derin buhranlar içinde kıvranıyorlar.

c-Halkı Müslüman olan devletlerdeki sözde Müslüman olan yöneticileridememleketlerindeki felaketleri ve kaosların sebebi olarak islamı suçlamaktadırlar.Kendi beceriksizliklerine de islamın kurtarıcı kanunlarını ve ahlaki reçetelerini kılıf  olarak uyduruyorlar.

d-Putcuaraplar bile senede dört ay haram aylara hürmet edip ilahi kurallara uyarak buhrandan kurtuluyorlardı.

"O tevbekârlar, o abidler, o hâmidler, o oruç tutanlar, o rükûa varanlar, o secdeye kapananlar, o marufu emredip münkerdennehyeyleyenler ve Allah’ın hududunu muhafaza eyleyenler, müjdele hem o bütün mü'minleri."  (Tevbe; 112)

  F-  Hz. Peygambere Rağbetimiz Niçin ve Nasıl Olmalıdır.  

1-Hz Peygamber (SAV)’i hayatımızın her safhasında, bütün yaşayışımızda örnek edinmemiz, O’nun nurlu yolundan ayrılmamamız gerekiyor.

Hz Peygamber (SAV), bütün müspet vasıfları ve insanî kıymetleri şahsında toplamış, tebliğ ettiği İslam nizamını engin bir ruh, kükreyen bir azim, tükenmez bir feragat, bitmeyen bir mücadele içerisinde yaşayarak insanlığın her sınıfına ışık saçmış, fiilen en güzel örnek olmuş bir önderdir. Onu rabbimiz seçmiş ve yetiştirmiştir.

2-Allahımızda Peygamberimize Tabi Olmamızı Emrediyor.

"De ki: eğer siz Allah’ı seviyorsanız hemen bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı mağfiretle örtsün, Allah Gafurdur, Rahimdır."  (Âl-i İmrân; 31)

3- Bu hususu Hz Peygamber (SAV) şöyle dile getirmektedir:

لAndolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokzikredenler için güzel bir örnektir.”  (AHZAB SURESİ – 21. AYET)

  1. İşte bizler, ferdî ve ailevî hayatımızda, içtimaî münasebetlerimizde Rabbimizin seçtiği bu şanlı Peygamber (SAV)’in önderliğinde yaşamakla mükellefiz.

b-Mümin olarak yaşamak, Müslüman olarak can vermek isteyen her ferdin seveceği, izinden gideceği yegâne hayat önderi Hz Muhammed (SAV)’dir. O’na iman bunu gerektirir. Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:

 5-“Sizden birinize ben, ana-babasından, (aile ve) çocuklarından ve diğer bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça, o kişi bana (ve tebliğ ettiğim İslam dinine) tam anlamıyla iman etmiş olmaz.”

b-Peygamber sevgisi özde olmalı, sözde değil… Özde olursa kişiye fayda verir, sözde olursa fayda vermez. Bu hususta şöyle olay anlatılır:

6-Mümin, samimiyetle, ihlâsla ve gerçek aşkla Peygamberi (SAV)’i sevecek, sevgisini sünnetini yapmakla, izinde yürümekle ispatlayacaktır

   “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”  (NİSA SURESİ – 69. AYET)

 7- Hz Enes (RA) şöyle anlatıyor: “Bir adam gelip Hz Peygamber (SAV)’e sordu: “Ya Rasülallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” Hz Peygamber (SAV), cevaben şöyle buyurdu: “Kıyamete ne hazırladın?” Adam cevap verdi: “Ya Rasülallah! Ben, farzlardan başka çokça namaz kılmadım, nafile oruç tutmadım, bolca sadaka vermedim. Lakin Allah’ı ve Resulü (SAV)’i çok severim.”  Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu: “Sen, sevdiklerinle berabersin.” Ashap dediler ki: “Ya Rasülallah! Biz de böyle miyiz?”  Hz Peygamber (SAV): “Evet.” Buyurunca, o gün hepimiz pek muazzam bir şekilde ferahlamıştık.”

8- Hz Peygamber (SAV) genellikle bizim için, ümmeti için ağlamıştır. Bizim dünya ve ahiret saadetine nail olmamız, Allah’ın azabından emin bulunmamız, cehennem ateşinde yanmamamız için ömür boyu gözyaşı dökmüştür.

O (SAV)’in ağlamasına rıza göstermeyen Allah, Hz Peygamber (SAV)’e ümmeti hakkında yapacağı duayı kabul edeceğine, şefaatini kabul edeceğine, ahirette ümmetini kendisine bağışlayacağına dair çeşitli vesilelerle teminatlar vermiştir. Bu konuda Allah şöyle buyuruyor:

  “Pek yakında Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.”  (DUHA SURESİ – 5. AYET)

     Bu ilahi müjde karşısında Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu: “Ümmetimden bir kişi dahi azapta iken razı olmam.”

"Şanım hakkı için size bir Resul geldi ki: kendinizden, gayet izzetli, zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze hırs ile titriyor, mü'minlereraûf, Rahimdir."  (Tevbe; 128)

"Eğer aldırmazlarsa deki: bana Allah yetişir ondan başka ilâh yoktur, ben ona dayanmaktayım ve O, o büyük Arşın sahibidir."  (Tevbe; 129)

9- Şu halde; Hz Peygamber (SAV)’i sevelim, üzerine çok salât-ü selam okuyalım. Sünnetine tâbi olalım. Nurlu yolundan asla ayrılmayalım ki, O (SAV) de ahirette bizi azaptan kurtarıncaya kadar razı olmasın. O (SAV)’i razı kılmak için de Allah bizleri bağışlasın.

9b-Allah ve melekleri muhammede salavat ediyor…..

 10) Her halinde ve bütün hareketlerinde Hz Peygamber (SAV)’e uymak, sünnetiyle amel etmek.

b-Edebiyle edeplenmek, güzel ahlakıyla ahlaklanmak, boyasıyla boyanmak, yasakladığı her şeyden sakınmak, her hususta yolundan ayrılmamak.

11-) Hz Peygamber (SAV) anıldığı zaman hürmet ve tazimde bulunmak, üzerine salât-ü selam getirmek. Mübarek zatı kadar ismine ve yâdına da sevgi duymaktır.

B-Sahabe-i Kiram, Hz Peygamber (SAV)’in ismi anılınca, tüyleri ürperir, yanındaymış gibi huşu duyar ve ağlarlardı.

12-) Allah ve Resulü (SAV)’e buğz edenlere buğz etmek, Allah ve Peygamber (SAV) düşmanlarını sevmemek.

b-Hz Peygamber (SAV)’in dinine ve sünnetine hakaret edenlerden, şeriatına kötü gözle bakanlardan ve ehl –i bid’at’ten nefretle uzaklaşmak. Velev ki babaları ve kardeşleri bile olsalar.

7-) Kur’an-ı Kerim’i çok sevmek, hükümlerine uymak, emirlerine uyup, yasaklarından sakınmak, b-Kur’an ahlakı ile ahlaklanmaktır. Çünkü HzAişe (RA) validemiz şöyle buyurmuştur: “Resulullah (SAV)’in ahlakı, Kur’an’dı.”

0 Yorum:
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

Copyright © 2024 Prasoft